Seveso Direktifi’yle ilgili ilk çalışmalar 1976 yılında İtalya´nın Seveso kasabasında meydana gelen büyük patlama sonucunda başlamıştır. Bu kaza, tehlikeli kimyasallarla ilgili kazaların sürdürülebilir bir şekilde önlenmesi ve kontrol edilmesine ilişkin mevzuatın kabul edilmesini sağlamıştır. Seveso Direktifi (82/501/EEC) adı verilen bu düzenleme, daha sonra Bhopal, Toulouse veya Enschede gibi kazalardan alınan dersler ışığında değiştirilmiş ve Seveso 2 Direktifi (96/82/EC) yürürlüğe girmiştir. 2012 yılına gelindiğinde ise Seveso 3 Direktifi (2012/18/EU) yayınlanmıştır. Bu direktif, diğer düzenlemelerin yanı sıra kimyasalların sınıflandırılmasına ilişkin AB mevzuatındaki değişiklikler ve vatandaşların bilgi ve adalete erişim haklarının artırılması dikkate alınarak kabul edilmiştir.
Tehlikeli kimyasalları içeren büyük kazalar, insanlar ve çevre için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca bu tür kazalar büyük ekonomik kayıplara neden olmakta ve sürdürülebilir büyümeyi sekteye uğratmaktadır. Fakat öte yandan, modern ve sanayileşmiş bir toplum için hayati önem taşıyan bazı sanayi sektörlerinde büyük miktarlarda tehlikeli kimyasalların kullanılması kaçınılmazdır. Söz konusu riskleri en aza indirmek için, büyük kazaları önlemek ve yine de bu tür kazaların meydana gelmesi durumunda uygun hazırlık ve müdahaleyi sağlamak için birtakım önlemler gereklidir. Seveso Direktifi de bu konuyla ilgili teknik ve idari düzenlemeler getirmekte, tehlikeli kimyasalların kontrollü bir şekilde kullanılmasını sağlamakta ve olası kazalarda tarafların görev ve sorumluluklarını açıklamaktadır.
Seveso Direktifi, başta kimya ve petrokimya endüstrisi olmak üzere, toptan akaryakıt satış ve depolama (LPG ve LNG dahil) sektörlerinde tehlikeli maddelerin büyük miktarlarda kullanıldığı veya depolandığı Avrupa Birliği´ndeki 12.000´den fazla sanayi kuruluşu için geçerlidir. Avrupa Birliği´ndeki yüksek sanayileşme oranı göz önüne alındığında Seveso Direktifi, büyük kazaların yaşanma sıklığının düşük olmasına çok büyük katkıda bulunmuştur. Direktif, endüstriyel kaza politikaları için yaygın bir kriter olarak kabul edilmiş ve dünya çapında birçok ülkede bu tür çalışmaların yapılabilmesi için çok önemli örnek teşkil etmiştir.
Seveso 3 Direktifi özünde tehlikeli maddelerin karıştığı büyük kazaların önlenmesini amaçlamaktadır. Ancak alınan bütün önlemlere rağmen birtakım kazalar meydana gelebileceğinden, bu tür kazaların sadece insan sağlığı için değil aynı zamanda çevre için de sonuçlarını sınırlamayı amaçlamaktadır. Direktif, tehlikeli maddelerin işleme ve depolama gibi maksatlarla belirli eşiği aşan miktarlarda mevcut olabileceği kuruluşları kapsamaktadır. Benzer düzeyde koruma sağlayan diğer mevzuatlara tabi olan belirli endüstriyel faaliyetler (nükleer tesisler veya tehlikeli maddelerin taşınması gibi) Seveso Direktifi’nin kapsamında değildir.
Kuruluşlar, mevcut tehlikeli madde miktarına bağlı olarak alt ve üst kademe olarak sınıflandırılmaktadır. İkinci sınıfa giren kuruluşlar için daha sıkı gereklilikler söz konusudur. Seveso Direktifi tarafından oluşturulan yasal çerçeve, büyük kazalara karşı önleme, hazırlık ve müdahaleye yönelik sürekli bir iyileştirme döngüsü yaratmaktadır.
Seveso Direktifi kapsamında taraflara düşen yükümlülükleri şöyle özetleyebiliriz:
Ø Operatörler
İşletmeciler, büyük kazaları önlemek ve insan sağlığı ve çevre üzerindeki sonuçlarını sınırlamak için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Operatörlerin temel yükümlülükleri şunlardır:
o İlgili tüm kuruluşların bilgilendirilmesi,
o Büyük bir kaza önleme politikası uygulanması,
o Üst düzey kuruluşlar için bir güvenlik raporu hazırlanması,
o Üst kademe kuruluşlar için dahili acil durum planlarının oluşturulması,
o Kaza durumunda bilgi verilmesi
Ø AB üyesi devletlerin hükümetlerinin sorumlulukları şunlardır:
o Üst kademe kuruluşlar için harici acil durum planlarının üretilmesi
o Kuruluşların yerleşimi için arazi kullanım planlamasının uygulanması
o İlgili bilgilerin kamuya açık hale getirilmesi
o Acil durum önlemleri de dahil olmak üzere bir kaza sonrasında gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak, işleticinin gerekli düzeltici önlemleri almasını sağlamak ve etkilenmesi muhtemel kişileri bilgilendirmek
o Kazaların Avrupa Komisyonu’na bildirilmesi
o Kuruluşların hukuka aykırı olarak kullanılmasının veya işletilmesinin yasaklanması
o Seveso Direktifi ile ilgili denetimlerin yapılması
Hükümetler, Seveso Direktifi’nde yer alan önlemlerden daha katı önlemler alabilir veya uygulayabilir.
Ø Vatandaş hakları
o Direktif uygulamalarıyla ilgili yerel halkın görüşlerine başvurulması ve vatandaşlar belirli bireysel projeler için karar alma sürecine dahil edilmelidir.
o Ana hatlarıyla belirtilen koşullara tabi olarak, AB üyesi devletlerin makamlarının Seveso Direktifi uyarınca elinde bulundurduğu her türlü bilgiyi vatandaşların kullanımına sunması gerekmektedir.
o Direktifte kapsamı belirilen davalarda adalete erişim sağlanmalıdır.
Seveso Direktifi, dünya genelinde birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu konuyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasını sağlamıştır.