İş hayatında yaygın olarak kullanılan İSG kısaltması ile iş sağlığı ve güvenliği tanımına bir göz atalım. "İş yerinde çalışırken çeşitli nedenlerle sağlığı etkileyebilecek koşullardan korunmak için yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır." diye tanımlayabiliriz.
İş güvenliği; iş yerinde çalışanlar için sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmak, onları çalışma ortamının olumsuz etkilerinden korumak, iş ve çalışanlar arasındaki en iyi uyumu ve doğabilecek riskleri sağlamak ve maddi ve manevi zararları tamamen önlemek veya en aza indirmek, ve iş ve üretim verimliliğini en üst düzeye çıkarmak demektir. Kısa bir şekilde anlatacak olursak da iş yerinde çalışma sonucunda ortaya çıkabilecek uzun ve kısa vadeli her türlü sağlık sorununu ortadan kaldırmayı amaçlayan tüm çalışmalara verilen isimdir. Ülkemizde iş güvenliği kavramı sadece iş yeri ile ilgili olarak ele alınmakta olup, dünya genelinde ücretli veya ücretsiz her türlü işi kapsamaktadır. Bu kavram, Türkiye´de daha önce "İş Güvenliği ve Sağlığı" olarak adlandırılırdı, ancak 2014 yılında 2894 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarıldığı için artık bu ad ile anılmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu Madde 82 – Bu yasa kapsamındaki işverenler; iş yerindeki çalışan sayısına, iş yerindeki tehlikelerin niteliğine ve derecesine bağlı olarak işçi koruma tedbirlerini alan, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için alınması gereken tedbirleri belirleyen ve bunların uygulanmasını izleyen endüstriyel tesis olarak kabul edilir. İş yerinde kurulu olması, sürekli en az 50 çalışanı olması, sürekli en az 6 aydır hizmet vermesi ve en az 1 mühendis veya teknisyen bulundurması gerekir. İş güvenliğinden sorumlu mühendis veya teknik elemanların nitelikleri, sayısı, görev, yetki ve sorumlulukları, eğitimi, çalışma koşulları ve görevlerini yapma şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Türk Mühendis ve Sanayi İşçileri Derneği Mimarlar Odası, yönetmelikte alınan kararlar için her zaman dikkate alınacak öneri veya görüşlerde bulunabilirler.
Yaşamın başlangıcından günümüze kadar teknolojinin toplumsal yaşama getirdiği büyük değişimler, bir yandan toplumsal refahın yaratılmasını ve geliştirilmesini amaçlamaktadır. İnsan yaşamına ve içinde yaşadığı çalışma ortamına yönelik tehdit algılarını şekillendirmiş, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olumsuzlukların ortaya çıkmasına neden olmuştur. O zamandan beri sosyal sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunları önlemek için sağlık ve güvenlik önlemlerine de ihtiyacımız var elbette ki. Sanayi öncesi iş güvenliğinin tarihsel gelişimi, bilindiği üzere avcılık bilinen ilk insan faaliyetiydi. Büyükbaş hayvan otlatma ve çeşitli ilkel madencilik faaliyetlerinin ardından Tarım Devrimi ile birlikte yerleşik hayata geçiş, halkın çalışma hayatında büyük değişimlerin başlangıcı oldu. Bu durum; insanların maruz kaldığı ağır ve zorlayıcı çalışma koşullarının, tarihin bu evrelerinden itibaren insanların sahip oldukları işlerin ve bunlara bağlı olarak yaşadıkları sağlık sorunlarının şekillenmesinde etkili olmuştur. "İnsanların işle ilgili karşılaştıkları sorunlara ve işle ilgili yaşadıkları sağlık sorunlarına ilk dikkat çekenler M.Ö. işçiler arasındaki insanlardandı." bu açıklamaları modern tıbbın babası kabul edilen Hipokrat´tan yüzyıllar önce söylemişti. MÖ 2000 yılında Babil döneminin bilinen ilk tarihi kanunlarından biri olan Hammurabi Kanunları´nın düzenlenmesi ile ilk düzenlemeler yürürlüğe girdi.
İşte iş sağlığı güvenliğinin tarihçesini kısaca böyle anlatabiliriz, şimdi de gelin günümüzdeki haline nasıl gelmiş biraz da ondan bahsedelim. İş sağlığı ve güvenliği ve iş sağlığı ve güvenliği olgusu, Avrupa Birliği´nde 1980´lerden beri yoğun bir şekilde ele alınmaktadır. Özellikle 1989 tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi 89/391/EEC, iş sağlığı ve güvenliği alanında bir çerçeve direktif olarak kabul edilmiş ve sonrasında bu çerçeve direktif temelinde birçok bireysel direktif yayınlanmıştır. Ülkemizde 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İşgücünün Korunması Kanunu da Avrupa Birliği´ne uyum sürecinde hayatımıza girmiştir.
İş sağlığı ve güvenliği, çalışanları işle ilgili kazalardan ve hastalıklardan korumak için tasarlanmıştır. Diğer bir deyişle iş güvenliğinin işi, insanların işe başlamadan önce ve işi bitirdikten sonra aynı sağlık durumunda olmalarını sağlamaktır. Alınması gereken iş güvenliği önlemleri iş yerinden iş yerine farklılık göstermektedir. Operasyon güvenliği, herhangi bir işletmenin başarısını sağlamanın temel bir parçasıdır. Gerekli önlemler alınarak çalışanların ve işletmenin sağlık ve güvenliğini tehlikeye sokabilecek tehlikeler ortadan kaldırılacaktır. Operasyonel güvenliğin sağlanmasına yardımcı olacak bazı önlemler arasında, makinelerin düzgün çalışmasının ve kapanmaların ve acil durumların meydana gelmemesinin sağlanması yer alır. Ayrıca bina ve çalışma ortamı da olası tehlikelere karşı izlenebilir. Tüm bu önlemler, çalışanların güvenliğini sağlamaya ve işletmenin sorunsuz çalışmasına yardımcı olacaktır. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sadece çok tehlikeli veya ağır işleri kapsadığı ve sadece iş kazalarını önlediği fikri yanlıştır. İş sağlığı ve güvenliği, her meslekte, her iş alanında, hayatın her alanında, hayatın her anında tüm insanlar için bozulmayı önlemeyi ve daha fazla sağlık yaratmayı amaçlayan çalışmalardır. Ergonomik çalışma ortamı sağlamaktadır diyebiliriz yani. İşveren; iş güvenliği uzman belgesine sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirmek zorundadır.
İş sağlığı ve güvenliği , işin insan üzerindeki etkilerini dikkate alan multidisipliner bir çalışma alanıdır. İşin farklı yönlerini anlamak için çeşitli bilim dallarından yararlanılmakta, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını belirli bir düzeye indirmek mümkün olmamaktadır. Buna rağmen doğru tespit ile iş kazaları büyük oranda azaltılabilir. Ayrıca meslek hastalıkları tam olarak tespit edilememekle birlikte büyük oranda tespit edilebilmektedir. İş sağlığı ve güvenliğine yönelik bu insan merkezli yaklaşım, çalışanların güvenliğini ve refahını sağlamak için esastır.
Peki, şimdi ise İSG’yi kimlerin yaptığına bir göz atalım. Aslına bakarsanız İSG, şu özelliklere sahip insanlar tarafından yapılmasından çok bir ekip işidir. Belli sayıdan fazla çalışanı olan şirketler, iş güvenliği komitesi kurmak ve risk sınıfına göre farklı aralıklarla (düşük risk: 3 ayda bir, büyük risk: 2 ayda bir, çok tehlikeli riskler: yılda bir veya ayda bir) toplanmak zorundadır. Şirketin İSG gerekliliklerini ve uygunsuzluklarını görüşmek ve belirlemek onların görevidir. Genel kural olarak iş yeri hekimi mesleki tıbbi sapmaları, iş güvenliği uzmanı ise iş güvenliği ile ilgili sapmaları tespit ederek iş güvenliği kuruluna sunar. Bu organizasyon içerisinde çalışan sayısına göre değişkenlik gösteren işveren vekilleri ve çalışan temsilcileri de yer almaktadır.
Kısacası şirketler, çalışan görüşüne yer vererek İSG´yi bir ekip olarak uygulamalıdır. İş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri ve iş sağlığı ve güvenliği uygulayıcıları, iş sağlığı ve güvenliği konusunda en bilgili kişilerdir. Ancak, bir diğer yönden bakacak olursak da iş sağlığı ve güvenliği risklerinin, sürekli işin başında olanların yüzde yüz yani net bir şekilde farkında olmayabileceklerini de unutmamalıyız. İş sağlığı ve güvenliği açısından en verimli sonuçlara tüm çalışanların dahil edilmesiyle ulaşılır. Günümüzde gördüğünüz bu prosedürü olması gerektiği gibi yapan şirketlerin büyük çoğunluğunun da başarıya ulaşmış olduklarını görürüz.
İş güvenliği uzmanı olmak için tüm detaylı bilgileri İş Sağlığı ve Güvenliği Sertifikası Nasıl Alınır? sayfamızda bulabilirsiniz.