2000´li yıllardan beri kullanılan e-ticaret, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve tüketicilerin haklarının yasal olarak korumaya alınması ile her sene daha da yaygınlaşmış olsa da en büyük ivmeyi pandemi sürecinde göstermiştir. Alıcılar, çevrimiçi oldukları her anda ve her yerde alışveriş yapabilme kolaylığından dolayı çevrimiçi alışverişi tercih etmektedirler. Geçmiş yıllarda alıcılar ürün çeşidi açısından e-ticarete temkinli yaklaşsalar da firmaların ürün hakkında detaylı bilgiyi sunmaları, iade ve değişim süreçlerindeki kolaylıklar ve müşteri temsilcilerine danışma imkanı sunan firmalar her çeşit ürün ve hizmet için çevrimiçi alıcı bulabilmektedirler. Ayakkabı gibi denenerek alınması tercih edilen ürünlerin dahi e-ticaretinde 10 sene öncesine nazaran satış sayısında çok büyük bir artış gözlemlenmektedir. Bunun sebebi hem artık ürünün fiziksel bilgileri detaylı verildiği için sipariş öncesinde doğru tespit yapılması imkanı olması hem de ürünün iade ya da değişiminin kolay olmasıdır.
E-ticaretin ilk yıllarında yasal düzenlemeler yeterli değildi. Vergilendirmede, satıcının ve ürünün takibinde mevzuatta boşluklar vardı. Günümüzde e-ticaret ile uğraşmak isteyen herkesin firma sahibi ve vergi mükellefi olması, elektronik ticaret bilgi sistemi ETIS´e kayıtlı olması zorunluluğu vardır. E-ticaretin ilk yıllarda alıcılarda güven sorunu olduğu için e-ticaret hacmi azdı ama bununla doğru orantıda e-ticaret firması sayısı da azdı. Güncel durumda gerek büyük hacimli internet siteleri üzerinden gerek ise küçük hacimli sosyal medya siteleri üzerinden yapılan satışlarda faturalı ve yasal olan her satış için tüketici hakları korunmaktadır. Sosyal medya aracılığı ile satış yapan satıcıların "iade yok" ibaresi koyması hiçbir şey ifade etmemektedir. Fiziksel mağazadan alınan her üründe olduğu gibi e-ticarette de tüketicinin yasal süre içinde iade ve değişim hakkı mevcuttur. Tüm bu yasal düzenlemeler ile mevcut durumda e-ticaret hacmi oldukça artmış olsa da e-ticaret firması sayısı da artmış ve rekabet ortamı nedeni ile eğer e-ticaretin her aşaması planlanarak ticarete başlanmaz ise hüsran ile sonuçlanma olasılığı da göz ardı edilecek oranda değildir.
E-ticarette güvenilir, bilindik bir marka olabilen firmalar ciddi satış oranlarına sahip olabiliyorlar. Alıcılar da güven duydukları ve olumlu deneyim yaşadıkları e-ticaret firmalarından düzenli alışveriş yapma eğiliminde oluyorlar.
Rekabetin güçlü olduğu bu alanda öne çıkabilmek için stratejik bir plan gerekliliği şüphesiz bir gerçektir. İnternette çok kısa bir süre içerisinde aynı ürünün farklı mecralarda satış fiyatlarını kıyaslayabilen alıcı, aynı ürünü daha ucuz fiyata satın alma eğiliminde olsa da dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da ürünü sadece en ucuza satan ama müşteri ilişkileri, temin süresi, paketleme, iade kolaylığı gibi hususlara özen göstermeyen firmalardan alışveriş yapan alıcılar, sadık müşteri olarak kalmamaktadırlar. Alıcı bulmak kadar hali hazırda alışveriş deneyimi yaşamış alıcıların, alışverişini sürekli tutabilmek de önemlidir.
E-ticaret geniş bir tanımdır. Üretici ve marka sahibi olarak kendi ürününüzü satabileceğiniz gibi sadece mağazacılıkta marka sahibi olup sattığınız ürünlerde kendi markanızı kullanmıyor da olabilirsiniz. Ulusal ya da uluslararası satış seçenekleri mevcuttur. Küçük miktarlarda ya da çok büyük miktarlarda satış yapabilirsiniz. Ürünü ya da hizmeti direkt kendi satış sitenizden satabileceğiniz gibi mevcut aracı satış siteleri üzerinden de satabilirsiniz. Ürünü fiziki bir mağazan satmaya devam ederken e-ticaret sitesi üzerinden de satabileceğiniz gibi ürüne sadece stoklama ve kargo hazırlık işlemleri için gerekli mekana sahip olup tüm ticaretinizi e-ticaret kanalı ile yapabilirsiniz. Her seçenek için plan yapıp yol haritası çıkarmak gerekmektedir.
Ürünü mağazacılıkta bilinen bir marka olmuş ama kendi internet sitesi üzerinden satış sayısı, aracı satış sitesi üzerinden satış sayısına nazaran ciddi oranda az kalan ve bu sebeple aracı sitelere de ödeme yapan e-ticaret siteleri de mevcuttur. Bu e- ticaret sitelerini incelediğimizde gördüğümüz şu ki; ürün bilindik, tercih edilen bir marka olmuş olsa dahi, tek başına ürün kalitesi sadece fiziksel mağazacılık üzerinden ya da aracı satış siteleri üzerinden satışlarda tercih sebebi oluyor. Kendi markasına ait e-ticaret sitesinde aynı fiyata satışa sunduğu aynı ürün, fiziksel mağazada ya da aracı satış sitesi üzerinden satıldığı oranlarda satılmıyor. Sebeplerine baktığımızda, ürünü listelerken gerekli bilgileri yüklemeyen, her satış kanalına entegre stok kontrolü yapmadığı için sattığı ürünü temin edemeyen, temin süresini çok uzun tutan, paketleme aşamasında titiz çalışmayıp yanlış ürün gönderen, iade edilen ürünün ücret iadesi sürecini çok uzun tutan, aracı satış sitelerinde uygulanan promosyonları takip etmeyen firmaların ürünü, alıcı tarafından tercih edilmeye devam etse de satış kanalı olarak firmanın sitesi tercih edilmiyor ve olumsuz müşteri deneyimleri çok hızlı bir şekilde diğer müşterilere ulaşıyor. Bu örnekte gördüğümüz gibi büyük, bilindik, ürününün kalitesi ispatlanmış bir firma olmak dahi e-ticaret başarısını yönetmek için yeterli değildir.
E-ticarete ilk başlayanların süreci nasıl yürüttüklerine bakıldığında genellikle ilk iş olarak reklam verme yöntemini tercih ettikleri görülmektedir. Şüphesiz reklam, ürün bilinirliği için çok faydalı olsa da e-ticaret alt yapısı, ürünün satış için internet sitesine yüklenmesinden alıcıya ulaşması ve alıcının değerlendirmesine kadar olan tüm e-ticaret sürecinin planı hazır olmadan kazanılan müşterilerin çevrimiçi paylaştığı olumsuz müşteri deneyimleri internette hızla yayılarak potansiyel müşterilerde önyargı oluşmasına sebep olmaktadır.
Pek çok e-ticaret satıcısı olan X ürününü büyük sermaye imkanı ile büyük oranlarda ve daha uygun maliyetle alan bir firma karşısında daha az sermaye ile daha az miktarda daha yüksek birim fiyat ile alan ve daha yüksek fiyatla satan e-ticaret sitesinin bu pazarda ayakta durabildiği de görülmektedir. Bilinçli müşterilerin ürünü satın almadan önce internet üzerinden fiyat araştırması yapmasına rağmen daha yüksek fiyatlı satıcıyı tercih ediyor olması şaşırtıcı gelse de müşteri memnuniyetinin çevrimiçi olarak yayılması, stok kontrolündeki özel, ürün kontrolü sayesinde yanlış ya da ayıplı ürün göndermeme, kargo sürecini doğru yönetme, iade ve değişim kolaylığı, ürün bilgilerinin detayı ve şeffaflığı gibi pek çok etken aynı ürünün rakip e-ticaret sitelerindeki fiyatlara nazaran daha yüksek fiyata satılmasına imkan vermektedir.
E-ticaret için sadece ürünün marka değeri ve bilinirliği değil e-ticaretin tüm aşamalarında verilen hizmetin sonucu olarak e-ticaret kalitesinin marka değerinin bilinirliği de alıcı için önemli bir tercih nedenidir.
Ürününü yurtdışına satmak isteyen satıcılar ise sadece e-ticaret sitelerinin marka değerini arttırmak ile yetinemezler. Her ülkenin her ürün için farklı kriterleri vardır. Örneğin; ABD pazarına girebilmek için gerek ürün üzerinde gerek ürünün ambalajında ve etiketinde uyulması gereken kurallar ve alınması gereken belgeler vardır. Mikro ölçekte dahi olsa ABD´de alıcı bağlantısı kuran bir satıcı ön çalışma yapmadan ürününü yollar ise ürününe alıcıya ulaşmadan ABD gümrüğünde el konulur. AB ile pek çok ortak mevzuat kullanmamıza rağmen yine de ürünün pazara girmek için gerekli özellikleri taşıdığının teyidinin yapılması zorunludur.
Satıcı, yerli üretim bir gıda ürününe e-ticaret sitesi üzerinden ABD´de kendine pazar buldu ve gerekli belgeleri hazırlayarak ürününe FDA onayı aldığı bir e-ticaret senaryosu düşünelim. Türkiye´den çıkış için de gerekli yasal uygulamalar sağlanmasına rağmen sadece kargo firması seçimi dahi gıda ürününün geç gitmesine, ABD gümrüğünde kalmasına ve o süre zarfında ürünün bozulmasına sebep olabilir. Uluslararası e-ticaret yapanların deneyimlerinden öğrendiğimiz kadarı ile bazı kargo firmalarının bazı ülkelere taşıdığı ürünlerin gümrüğe takılma oranı diğer firmalara göre çok daha fazla olabiliyor.
Yukarıdaki örnekte de görülen ufak bir detay dahi e-ticaret sürecini olumsuz etkileyip maddi zarara sebep olabilmektedir. Küçük ya da büyük ölçekte de olsa yurt içi pazarda ya da uluslararası pazarda da olsa e-ticaret, her aşamasının titizlikle analiz edilip, sürecin detaylıca planlanması gereken bir satış şeklidir.
E-ticaret çok büyük bir mecra ve her gün çok sayıda yeni satıcı bu mecraya eklenmeye devam ediyor. Fark yaratıp, aradan sıyrılmak ve kalıcı olmak için e-ticaret danışmanlık hizmeti almak doğru bir yatırım olacaktır.
E-ticaret danışmanlık hizmetimiz ile sizi, beklentilerinizi ve ürününüzü analiz edip, girmek istediğiniz pazarlar hakkında gerekli yönlendirmeyi yapıyoruz. Baştan doğru planlama ile e-ticaret başarı oranınızı arttırmaya yardımcı olmayı hedefliyoruz.
Danışmanlık hizmetimiz oldukça kapsamlıdır. Firma sahibi olan e-ticarete geçiş yapmak isteyen satıcılar, henüz bir firması olmayan sadece e-ticaret fikri olup nasıl ilerlemesi gerektiği hakkında yönlendirmeye ihtiyacı olan satıcı adayları, hali hazırda e-ticaret sitesi sahibi olup satış hacmini ve marka değerini arttırmak isteyen satıcılar için farklı danışmanlık hizmetlerimiz mevcuttur.